Gebelik her zaman görüldüğü gibi masum bir süreç değildir.Her 100 gebenin 5-10 unda yüksek tansiyon problemi görülmektedir.Gebelikte vücutta pek çok fizyolojik değişiklikler olur.Vücut dengesini yeniden kurar.
Büyüyen rahim ve bebeğe, kan akışını sağlayabilmek için damarlar genişler, kalp daha hızlı çarpar, nabız sayısı artar.K alp, böbrek ve karaciğer organları dengeli bir şekilde çalışarak anne adayının, tansiyonun(kan basıncının) önceki değerlerin altına düşmesine rağmen rahatça gebeliği sürdürmesini sağlar.
Bu denge bozulduğu zaman gebelerde yüksek tansiyon problemi ortaya çıkar.Gebelikte yüksek tansiyon ne yazık ki anne ve bebek hayatını tehdit eden çok ciddi bir sorundur.
Gebeliğe bağlı yüksek tansiyonda belirtiler
Gebenin hiç şikayeti olmasa da rutin kontrollerde yüksek kan basıncı ölçümü ile tanı konulabilmekle beraber, pek çok gebede şikayet ve belirtiler söz konusudur.
- Hızlı kilo artışı
- Bacaklarda, ellerde, yüzde ödem(hafif derecede ödem fizyolojiktir)
- Baş ağrısı, özellikle ense bölgesinde
- Karın üst bölgesinde, özellikle sağ üstte ağrı
- Bulantı, kusma
- Bulanık görme
Gebelikte yüksek tansiyonun tanısı
Kan basıncı gebe dinlenmiş haldeyken ölçülür.Tekrarlanan ölçümlerde, 4 saat aralıklarla 140/90 mmHg nın üzerinde ise, yada önceki ölçümlerden büyük(sistolik) kan basıncı 30 mmHg, küçük(diastolik)kan basıncı 15 mmHg dan fazla ise tansiyon yüksektir.
Kan basıncı yüksek ölçülüyorsa öncelikle bu gebeliğe özgü mü? yoksa gebelik öncesi var olan bir hipertansiyon mu(kronik hipertansiyon)? karar verilmelidir. 20 gebelik haftasından önceki dönemde yüksek tansiyon genellikle kronik hipertansiyon, 20 gebelik haftasından sonra ortaya çıkan yüksek tansiyon genellikle gebeliğe hipertansiyondur.
Gebeliğe özgü hipertansiyona ellerde, yüzde, bacaklarda şişme(ödem), idrarda protein kaybı, bazı kan değerlerinde bozulma eşlik ederse bu durum preeklampsi olarak adlandırılır..Preeklampsisi olan bir gebe nöbet(konvulsiyon) geçirirse sorun çok ciddidir, eklampsi denilen bu durumda acilen doğum gerçekleştirilmelidir.
Kan testlerinde böbrek, karaciğer gibi organların fonksiyonlarını gösteren testler, pıhtılaşma faktörleri gibi değerler incelenir.Ciddi düzeyde yaşanan yüksek tansiyon anne adayında çok sayıda organda geçici yada kalıcı hasar bırakabilir.Bu organlar karaciğer, böbrek, kalp, akciğer ve gözdür.Bebek için ana sorun eşinde oluşacağından, bebekte gelişme geriliği, suyunun azalması(oligohidramnios), erken doğum, eşin erken ayrılması(plasenta dekolmanı), en kötüsü bebeğin anne karnında ölümü olabilir.Annenin yakın takibi ile bebeğinde yakın takibi, doğum zamanının planlanmProtein kaybının değerlendirilmesi ya spot verilen idrarla, yada 24 saat toplanan idrar testleriyle yapılır.
Gebeliğe bağlı hipertansiyonda plasental kan akımında bozulma bebeğe ait problemlerden, gebenin bedenindeki hemodinamik ve hormonal dengesizlik anne adayında oluşan problemlere neden olur.
Hangi gebeler risk altındadır?
Preeklampsinin nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, gebelikte gelişip gelişmeyeceğini de önceden saptamak mümkün değildir. Bununla birlikte preeklampsinin gelişimini önleyecek bir uygulama olmadığı gibi erken tanı yöntemi de yoktur. Ancak bazı faktörler preeklampsi riskini artırmaktadır.Tabii ki takiple tanı konulduğunda tedavi planının uygulanması anne ve bebek için hayat kurtarıcı olacaktır.
- İlk gebelikler
- Gebe yaşının 20 altında veya 35 üzerinde olması
- Genetik faktörler.Preeklampsili kadınların kızı, kızkardeşi ve torunlarında risk artışı olur.
- Gebelikte şeker hastalığı, böbrek hastalığı, damarsal hipertansif hastalıklar, sistemik lupus hastalığı olması
- Çoğul gebelik
- Bebeğin sıvısının fazla olması(polihidramnios)
- Ailede yüksek tansiyon hikayesi
- Beslenme bozuklukları, ileri derecede kansızlık, obezite
- Molar gebelik(üzüm gebeliği)
- Daha önceki gebeliğinde preeklampsi, eklampsi geçirmiş olmak
Preeklampsili gebede artan riskler nelerdir?
- Bebekte büyüme gelişme geriliği
- Anne karnında yada doğum sonrası bebek ölümü
- Plasenta yani eşte olan problemler
- Eklampsi(konvulsiyon)olursa buna bağlı sekeller, ölüm(ölüm enfeksiyonlar, kanama, kalp hastalığı, tromboemboli, çoklu organ yetmezliği gibi nedenlerle olabilir)
- Yaşam boyu kalp damar hastalığı riskinde artış
- Yaşam boyu kronik hipertansiyon
- Yaşam boyu metabolik sendrom riskinde arış
Preeklampsinin tedavisi
Tedavi doğumdur ve plasentanın gebeden ayrılmasıdır.
Tedavi yapılırken
- Hastalığın şiddeti
- Gebelik haftası
- Annenin ve bebeğin durumu
- Yenidoğan bakım ünitelerinin yeterliliği, göz önüne alınır.
Gebelikteki tüm hipertansiyonlar preeklampsi gibi ciddiye alınmalıdır
- Hafi hipertansiyonlar ayaktan haftalık izlenebilir.Yatak istirahati tansiyon yükselmesini azaltabilir.Ancak preeklampsiye gidişi engellemez.Yakın takip önemlidir.
- Tansiyon 160/105 mmHg ve üzerinde olduğunda tansiyon ilacı başlanır.Erken haftada doğum gerçekleştirme ihtimalinden dolayı bebeğin akciğer olgunlaşmasını destekleyici steroid, gebeye kas içine iğne olarak yapılır.
- Uzun süre hastanede yatırmak gerekli oabilir.Anne ve bebek sağlığının yakın takibi önemlidir.
- Doğum vajinal yada sezaryenle gerçekleştirilir.
- Epidural ve, veya spinal anestezi doğumda tercih edilir.
- Doğum sonrası dramatik bir düzelme olmakla beraber ilk 6 hafta önemlidir, yakın takip gerektirir.Eklampsinin lohusalık döneminde de görülme olasılığı unutulmamalıdır.
Yıllarca gebelikteki hipertansiyona ‘gebelik toksemisi’ ‘gebelik zehirlenmesi’ adı verilmiştir.Hipertansiyona neden olan bir zehir, benzeri madde yoktur.Anne ve bebek hayatını ciddi derecede etkileyen bu patolojiyi ön görebilmek için gebelerimizin takiplerinde kilo ve tansiyon ölçümünü çok önemsiyoruz.
Anne adaylarımızın normal tuz ve yeterince karbonhidrat, protein, yağ ve mineraller içeren bir diyetle beslenmelerini, gebelik boyunca 11-12 kg almaya özen göstermelerini, özellikle son 3 ayda, ayda 3 kilonun üzerinde kilo almamalarını, düzenli doktorlarına takip olmalarını tavsiye ediyoruz. Preeklampsiyi neyin başlattığını bilemiyoruz, ancak başladığını tespit edebiliyoruz.